Einstein'ın '100 yıllık' teorisi ispatlandı.

ABD'de, Einstein'in 100 yıldır ispat edilemeyen yer çekimi dalgalarına ilişkin son teorisi de ispatlandı.

Nikola Tesla’nın bunu beyin gücüyle yapmıştı..

Nikola Tesla'nın uzaktan kumandası temel alınarak günümüzde uzaktan kumanda ile kontrol edilebilen uzay mekikleri, uydular, cihazlar geliştirilmiştir.

Dünyanın en pahalı malzemesi üretildi..

Hayattaki amacınız çok zengin olmak ise, endohedral fulleren üretme işine girebilirsiniz...

28 Mart 2016 Pazartesi

Hayat hakkında

Şunu söylemeliyim ki zaman çok hızlı akan bir ırmak gibi.en önemlisi de o ırmağı durdurmaya çalışmak mı izlemek mi yoksa bir kayık alıp ırmakla bereaber yol almak mı karar verilmesi gereken de bu işte.Hayatı tanımlamak ne kadar zor biliyorum fakat her insan kendini degerli hissetmek ister her kim olursa olursa olsun.Daha önemli şeyler deriz hep peki ne bu , nobel fizik ödülü kazanmak mı ya da parası olmayan bir dilenciye  yardım edip içimize inen ferahlıgı düsünerek yoluna devam etmek mi..

Yunus Emre KOCA.

Abraham Lincoln

Abraham Lincoln (d. 12 Şubat 1809 - ö. 15 Nisan 1865), ABD'li siyasetçi, devlet başkanı, hukukçu. 

Ameɾika Biɾleşik Devletleɾi'nin 16. başkanı ve Cumhuɾiyetçi Paɾti`nin ilk başkanıdıɾ. Lincoln, Ameɾikan İç Savaşı'nda Ameɾika Konfedeɾe Devletleɾi'ne kaɾşı büyük biɾ galibiyet elde etti. Ülkenin biɾliğini koɾudu ve köleliği bitiɾdi. 1860 Başkanlık Seçimleɾi'nden önce savcılık, Illinois Temsilcileɾ Meclisi üyeliği ve biɾ dönemde ABD Temsilcileɾ Meclisi üyeliği yapmıştıɾ. İki kez de ABD Senatosu'na giɾmek için adaylığını koymuştuɾ fakat başaɾısız olmuştuɾ. Lincoln ABD'de köleliğe kaɾşı olduğunu ɾesmen dile getiɾdi. 1860 yılında Başkanlık için ɾesmen adaylığını koydu. Eɾtesi yıl oylaɾın büyük çoğunluğunu alaɾak Cumhuɾiyetçi Paɾti'nin ilk başkanı oldu. 1863 yılında köleliğin kaldıɾılması için geɾekenleɾi ve tedbiɾleɾ konusunda önlemleɾi beliɾtti. Aɾdından Seɾbest Bıɾakma Beyannamesi ve On Üçüncü Yasa değişikliği bildiɾilince Haziɾan 1863 taɾihinde ABD'den kölelik ɾesmen kalkmış oldu. Lincoln, suikast sonucu ölen ilk ABD başkanı oldu. Taɾihsel değeɾlendiɾmeleɾde en iyi ABD Başkanlaɾı'ndan biɾi olaɾak kabul ediliɾ. 

Ülkesinin siyasal yaşamında adını duyuɾ­madan çok önce yetenekli biɾ avukat olaɾak sivɾilen Lincoln'un başaɾısı, keskin zekâsı ve sağduyusu kadaɾ, düɾüstlüğü ve adalete olan bağlılığından da ileɾi geliyoɾdu. Döɾt dönem üst üste Yasama Meclisi'ne seçilenLincoln, bu dönemde köleliğin yeni kuɾulan batı eya­letleɾinde de yasallaştıɾılmasını isteyenleɾe kaɾşı çıktı. 1847'de Illinois'dan Kongɾe'ye seçildi. Bu sıɾada Meksika ile savaşa giɾilmiş­ti. Lincoln Meksika ile savaşın süɾdüɾülmesin­den yana değildi. sozkimin.com Meksika Savaşı'nın sonunda ABD topɾaklaɾının genişlemesi, kölelik soɾu­nuna yeni biɾ boyut getiɾdi. Güneylileɾ ABD' ye yeni katılantopɾaklaɾda köleliğin anaya­saya aykıɾı olmadığını ileri sürüyordu. 1856'da Cumhuriyetçi Parti'ye giren Lin­coln, 1858'deki senato seçimlerinde rakibi Stephen A. Douglas'ın karşısında yenilgiye uğradıysa da, seçim kampanyası sırasında öne sürdüğü köleliğe ilişkin görüşler ülkede geniş tartışmalara yol açtı. 1860'taki parti kongre­sinde başkan adayı seçildi ve Mart 1861'de ABD'nin 16. başkanı oldu. Güneyliler Lincoln'un bɑşkɑn seçilmesini tepkiyle kɑrşılɑdı. Bu sırɑdɑ köleliğin vɑrlığını sürdürdüğü 15 eyɑlete kɑrşılık, 19 özgür eyɑlet bulunuyordu. Lincoln resmen bɑşkɑnlık görevine bɑşlɑmɑ­dɑn önce Güney Cɑrolinɑ bɑğımsızlığını ilɑn etti. Bundɑn sonrɑki bir yıl içinde 10 Güney eyɑleti dɑhɑ bɑğımsızlığını ilɑn etti. Bu eyɑ­letler Jefferson Dɑvis'in bɑşkɑnlığındɑ Ame­rikɑ Konfederɑsyonu'nu kurdu. 

Güney Cɑrolinɑ'nın Sumter Kɑlesi'ni kuşɑ­tıp de geçirmesiyle Amerikɑn İç Sɑvɑşı bɑşlɑ­dı. 1 Ocɑk 1863'te Lincoln, Güney eyɑletle­rinde köleliğin kɑldırıldığını ɑçıklɑdı. Lincoln' un bɑşkɑnlık süresinin hemen tɑmɑmı ɑyrı­lıkçı Güney eyɑletleriyle sɑvɑşmɑklɑ geçti. Lincoln'un kɑrşılɑştığı en önemli sorun, Robert E. Lee ve Thomɑs J. Jɑckson gibi yetenekli Güneyli generɑllere kɑrşı bɑşɑrılı olɑbilecek bir komutɑn çıkɑrɑbilmekti. Sɑvɑ­şın ilk yıllɑrındɑ Kuzeyli ordulɑr üst üste yenilgiye uğrɑmıştı. Mɑrt 1864'te Lincoln, Generɑl Ulysses S. Grɑnt'ı bɑşkomutɑnlığɑ getirdikten sonrɑ bu durum değişti. Lincoln çok sɑyıdɑ ɑskerin de oy kullɑndığı 1864 seçimlerinde yeniden bɑşkɑn seçildi. 

1865'te Generɑl Lee'nin 25 bin kişilik yorgun ve dɑğınık ordusu, Generɑl Grɑnt'ɑ teslim oldu. Bu bozgunu öbür Güneyli ordu­lɑrın teslim olmɑlɑrı ve köleliğin kɑldırılmɑsı izledi. Lincoln bɑşkɑnlığı sırɑsındɑ birçok önemli yɑsɑ çıkɑrttı. Yeni bir kâğıt pɑrɑ uygulɑmɑ­sındɑn bɑşkɑ, beş yıl süreyle hɑzine toprɑklɑrı üzerinde yɑşɑyɑn ve işletenlere özel mülkiyet hɑkkı tɑnındı. 

14 Nisɑn 1865'te kɑrısı ile birlikte "VVɑshing­ton'dɑki Ford Tiyɑtrosu'ndɑ, John Wilkes Booth ɑdındɑ bir Güneylinin silɑhlı sɑldırısı­nɑ uğrɑdı ve öldü. Abrɑhɑm Lincoln dürüstlüğü, demokrɑsiye bɑğlılığı ve ɑçık sözlülüğüyle hɑlkının sevgi ve bɑğlılıklɑ ɑndığı bir devlet ɑdɑmıdır. 

27 Mart 2016 Pazar

MARTİN LUTHER


Martin LutherMartin Luther, Din Devrimi'nin önderiProtestan dininin doğuşunda dinamik bir güç oldu. Özgür bir dinin kurulmasında güçlü bir etken olan Luther'in hayatı ve eserleri, Batı tarihinde yaratıcı güçlerin doğuşunda önemli rol oynamıştır. 



Luther, 1507 yılında papaz oldu. 1508 yılında yeni kurulan Wittenberg Üniversitesi'nde felsefe konferansları veriyordu. Ertesi yıl, derslerinin konusuKutsal Kitap'taki yazıların açıklanmasıydı ve anlattıkları geleneğe tam anlamıyla uygun değildi. Hıristiyanlık dininin Avrupa'da kuruluşundan bu yana, tarihte 16. yüzyılda görüldüğü ölçüde bir dinsel yozlaşmaya rastlanmamıştı. İtalyan Rönesansının ve onu izleyen büyük hareketlerin tam bir bozulma gösterdiği bu dönemde, kuzey Avrupa'da bir yeniden doğuş hareketi baş gösteriyordu. Sadaka ile geçinen ruhban sınıfının büyük ülküleri amaçlarından sapmıştı. VI. Alexander ve II. Julius gibi papalar dinsel nüfuzlarını dünya işlerinde kullanıyorlardı.
1510 yılında Roma'ya giden Luther, burada yüksek mevkilerde gördüğü yolsuzluklar sonucu Kiliseyle çatışmasının temellerini hazırladı. Bundan yedi yıl sonra 1 Kasım 1517'de teoloji profesörü Luther, Wittenberg Üniversitesi'nin kapısına kilisenin parayla günahlarını affetme yetkisine karşı çıkan doksan beş maddelik tezini astığında, tutumu herkesin ilgisini çekmeye başladı. Lutherin karşı çıktığı, Kilisenin günahları affetme yetkisi değil, endülüjans adı altında dinin bir ticari araç haline gelmesiydi. Luther'in eleştirilerinin hedefi olan John Tetzel adlı bir din adamı Luther'i dinsizlikle suçladı. Luther'le Tetzel arasında başlayan tartışmanın yankıları, çok geçmeden Vatikan'a ulaştı. Papa önce bu olaya aldırış etmese de çatışmalar Avrupa'nın çeşitli yerlerinde yayılmaya başlayınca bu kayıtsız tutumundan vazgeçmek zorunda kaldı.
Bir süre sonra John Eck adlı bir profesör, Luther'i açıkça suçladı. Luther ise görüşlerini savunmaya ve tezini daha da geliştirmeye devam etti. Artık Luther din devriminin temeli olan dinsel inancın kişinin yaptıklarıyla yargılanamayacağını ileri sürüyordu.
''İnsanı iyi yapan, iyi işleri değildir; iyi insan iyi şeyler yapar, kötü insan kötü şeyler yapar. Yoksa, yapılan iyi ya da kötü işler insanı ne iyi yapar, ne de kötü.''
Luther'e göre insanın günah işlemesi kaçınılmaz bir olaydı. Kişi bunu bilmeli ve Tanrının sonsuz merhametine sığınmalıydı. Ruhunun kurtulacağına inancı olan bir insan er geç kurtuluşa erişecekti.
Vatikan artık Luther'e aldırmazlık edemezdi. Papa Leo, 1520 yılında bir bildiri yayınlayarak Luther'in görüşlerinin yanlış olduğunu ileri sürdü ve altmış gün içinde görüşlerinden vaz geçmezse aforoz edileceğini bildirdi. Luther bildiriyi halkın gözü önünde yaktı ve Papa'ya açıkça karşılık verdi. Böylece Papa'nın yetkisini sıfıra indiren ilk hareket yapılmış, Din Devrimi başlamış oldu.
Alman Kralı Şarl, Luther'i yargılamak üzere Worms'da bir kurul kurdu. Luther, kurul önünde düşüncelerini cesurca savundu ve asla geri adım atmayacağını kesin bir dille ifade etti. Luther'in hakkında ölüm cezası çıkarıldı fakat Luther'in ortadan kaybolmasıyla işler büsbütün alevlendi. Kimileri onun öldürüldüğünü ileri sürdü ve böylece Luther'den yana olanların katolikliğe karşı savaşı güçlendi. Gerçekte Luther Saksonya Elektörü olan yakın bir arkadaşının Wartburg'daki şatosunda saklanıyordu. Burada bir yıl kadar saklanan Luther, zamanını çoğunu okuyarak ve yazarak geçirdi. Luther bu sürede Kutsal Kitap'ın latinceden almancaya çevirisini tamamladı. Yazılarında, dinsel törenlerin yolsuzluğu, manastır yaşantısının zorlukları ve günah çıkarmanın saçmalığını anlattı.
Eski inancın bazı yanlarının bütünüyle terkedilmesi gerektiğini düşünüyordu. İnancı içinde taşıyan herkesin din adamı olabileceğini ve din adamlarının da evlenmesinde bir sakınca olmadığını savunuyordu.
Luther, Wartburg'dan ayrıldığında artık görüşleri Alman prensleri ve halk tarafından benimsenmişti. 1525 yılında Köylüler Savaşı başladı. Savaşın asıl nedeni ekonomikti ama dinsel başkaldırmanın da etkisi büyük oldu. Köylüler Luther'i yanlarında bulacaklarını umuyorlardı fakat düşündükleri gibi olmadı ve Luther onları bu savaşta yalnız bıraktı.
Din Devrimi artık politikaya karışmaya başlamıştı. 1526 yılında Speyer Kurulu yeni görüşlere bir dereceye kadar hoşgörüyle davranılmasına karar verdi. Ne var ki üç yıl sonra bu kara geri alındı ve Lutherciler bu yeni kararı protesto ettiler. Böylece 'Protestan' sözcüğü doğmuş oldu.
Artık çatışmaların merkezi Luther'in görüşlerinden çıkmış, protestan prensler ve kilise arasında iktidar savaşına dönüşmüştü.
Wittenberg'e yerleşen Luther, 1525 yılında yeminini bozarak soylu bir aileden gelen rahibe Catherine von Bora'yla evlendi. Luther, sağlığının bozulmasına aldırış etmeden son yıllarını da durmadan çalışarak geçirdi. Ömrünün sonuna kadar Vatikan'la anlaşmaya yanaşmadı. Uzlaşmaya varmanın kendi ilkelerinden fedakarlık etmek olduğunu iyi biliyordu.
Martin Luther, 1546 yılında altmış üç yaşında öldü. Son dakikalarında hala savunduğu inanca sadık kalıp kalmadığı sorulunca evet cevabını verdi. Cesedi göz kamaştırıcı bir cenaze töreniyle Wittenberg'e getirildi ve yirmi dokuz yıl önce kapısına tezini astığı kiliseye gömüldü. Luther, Din Devriminin en büyük kişisi veOrtaçağ dünyasını çağdaş uygarlığa ilerleten en büyük harekete yol gösterici oldu. 


19 Mart 2016 Cumartesi

Albert Camus ( 1913)

1913'te Cezayir’de doğdu. Babası Alsace'lı yoksul bir işçiydi, annesinin okuma-yazması yoktu. Babası 1'inci Dünya Savaşı'nda cephede öldü. Yoksulluk ve acılarla dolu bir hayat sürdü. Denemelerinden oluşan ve 1963'te basılan ilk kitabı "Tersi ve Yüzü"nde bu dönemde yaşadıklarını anlattı. 1918'de ilkokula başladı. Öğretmeninin yardımıyla burs kazanarak 1923'te liseye yazıldı. ğraştı.Yüzme, boks gibi sporlarla u 1930'da vereme yakalanınca sporu bırakmak zorunda kaldı. Cezayir Üniversitesi'nde felsefe bölümüne yazıldı. 1934 yılında evlendi. İki yıl sonra boşandı. 1936'da yüksek öğrenim diplomasını aldı. Üniversitede kalıp bilimsel kariyer yapmayı amaçlıyordu. Ama hastalığı izin vermedi. 1930'larda Fransız düşünürlerin kitaplarını okumaya başladı. Cezayir'deki genç solcu aydınlar arasına katıldı. 1934-1935 arasında Komünist Partisi üyesi oldu. İşçi Tiyatrosu için oyunlar yazdı, yönetti. 2'nci Dünya Savaşı'ndan önce Alger Republicain gazetesinde başyazarlık, yayın yönetmen yardımcılığı, politika muhabirliği yaptı, kitap eleştirileri yazdı. Kabilya bölgesindeki Müslümanların sorunlarını inceleyen bir yazı dizisi hazırladı. Ardından 1940'ta Paris'e yerleşti. Paris'te günlük Combat gazetesinin yayın yönetmeni oldu. Gazetecilikle ilgisini kesip kitaplarına döndü. İlk romanı "Yabancı" 1942'de yayınlandı. İkinci romanı "Veba" 1947'de basıldı. Bu eser Camus'nun düşüncesinin temelini yansıtır. Romandaki kişiler, veba salgınına karşı verdikleri savaşta başarısız olacaklarını bile bile yılmadan çalışırlar. Camus, insanın değerini ve insanlar arası kardeşliği, amansız bir hastalığın perde önünde anlatır. 2'nci Dünya Savaşı'ndan sonra yalnız Fransa'da değil, Avrupa ve tüm dünyada kendi kuşağının sözcüsü, sonraki kuşakların yol göstericisi oldu. Özellikle insanın kendisine yabancı bir evrendeki yalnızlığı, bireyin kendisine yabancılaşması, kötülük, herşeyin ölümle sona ereceğini bilmenin yarattığı bunalım gibi duyguları ele aldı. Savaş sonrasında aydınların içine düştüğü yabancılaşma ve düş kırıklıklarını tüm ayrıntılarıyla yansıttı. Çağdaşlarının nihilizme kapılmasını anladı ve hak verdi ama doğruluk, ılımlılık, adalet gibi değerleri savunmanın gerekli olduğunu da belirtti. Hem Hıristiyanlığın hem Marksizmin katı yönlerini reddeden liberal bir insancılığın temellerini çizdi. 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı. 1960'ta yayıncısı Gallimard ile birlikte geçirdiği bir otomobil kazasında yaşamını yitirdi. 

ÖNEMLİ ESERLERİ: 

ROMAN: 
Yabancı (1942) 
Veba (1947) 
Düşüş (1956) 
Mutlu Ölüm (1970) 

ÖYKÜ: 
Sürgün ve Krallık (1957) 

DENEMELER: 
Tersi ve Yüzü (1937) 
Düğün Gecesi (1938) 
Sisyphe Efsanesi (1962) 
Başkaldıran İnsan (1951) 
Bir Alman Dosta Mektuplar (1945) 
Koestler ile Birlikte: İdam (1954) 

GÜNLÜK: 
Defterler Mayıs 1935-Şubat 1942 (1962) 
Defterler Ocak 1942-Mart 1951 (1964) 
Defterler Nisan 1951-Aralık 1959 (1966) 

OYUNLAR: 
Yanlışlık (1960) 
Caligula (1969) 
Sıkıyönetim (1971) 
Doğrular (1964)