Einstein'ın '100 yıllık' teorisi ispatlandı.

ABD'de, Einstein'in 100 yıldır ispat edilemeyen yer çekimi dalgalarına ilişkin son teorisi de ispatlandı.

Nikola Tesla’nın bunu beyin gücüyle yapmıştı..

Nikola Tesla'nın uzaktan kumandası temel alınarak günümüzde uzaktan kumanda ile kontrol edilebilen uzay mekikleri, uydular, cihazlar geliştirilmiştir.

Dünyanın en pahalı malzemesi üretildi..

Hayattaki amacınız çok zengin olmak ise, endohedral fulleren üretme işine girebilirsiniz...

7 Ocak 2017 Cumartesi

Immanuel Kant

A. KANT FELSEFE VE KISA TANIM

kant felsefeKant felsefe hakkında ne düşünüyordu? Immanuel Kant(1724-1804) felsefe tarihini derinden etkilemiştir. Epistemoloji, metafizik etik, mantık, estetik başlıca odak noktalarıdır. Tutarlı bir sisteme sahiptir. Newton’un fiziği yasalaştırması gibi felsefeyi sağlam temellere oturtmaya çalışır. Kavramda ve görüde kesin a priori bilgi öğeleri arar. Analitik(aydınlatan) bilgi ve sentetik(genişleten) bilgi tasnifi yapar. Burada da sentetik(genişletici) bilginin a priori(önsel) olanının mümkün olduğunu söyler ve Saf Aklın Eleştirisi’nde bunun imkanını sorgular. Çalışmaları Saf Aklın Eleştirisi adlı eseriyle yeni bir döneme girmiştir. “Kritik öncesi” ve  “Kritik” dönem olarak betimlenen felsefe hayatı kendinden sonraki felsefeyi şekillendirmiştir. “Gelecekte Bilim Olarak Ortaya Çıkabilecek Her Metafiziğe Prolegomena” adlı eserini Saf Aklın Elektirisi’nin bir özeti, önsözü mahiyetinde yazmıştır. Kritik felsefedeki arayışlarının insanlar tarafından anlaşılamaması üzerine bu prolegomenayı, önsözü hazırlamıştır. Biz Kant’ın “Gelecekte Bilim Olarak Ortaya Çıkabilecek Her Metafiziğe Prolegomena” adlı eserinden yola çıkarak felsefe ve filozoflar hakkındaki görüşlerini çözümleyeceğiz.

B. PROLEGOMENADA FELSEFE VE FİLOZOF

kant misafirleriyle felsefeHenüz ikinci paragraftarolego  Pmena’yı “felsefe tarihini kendi felsefeleri sayan bilginler” için yazmadığını söyler. [1] Burada onun karşı çıktığı şey, kendini filozof sayan aslında felsefe yapmayan, kendi görüşlerini dikte eden kişilerdir. Onun bütün eserlerinde evrensel ve kesin olanı aradığı görülmektedir.
“Locke ve Leibniz’in denemelerinden , bu yana hiçbir olay Hume’un metafiziğe yaptığı saldırıdan daha önemli olmamıştır”[2] der. Burada   Locke ve Leibniz’in metafiziği sorgulayan ama Hume kadar önemli olmayan çalışmalarını kast eder. Hume ise olayı aydınlatmamış ancak kıvılcım sıçratarak Kant gibi filozoflarda yanmasını sağlamıştır.  Hume neden ve etkinin bağlantılılığı kavramından yola çıkmıştır. Aklın a priori olarak ve kavramlardan hareket ederek böyle bir bağlantılılığı düşünebilmesinin tamamen olanaksız olduğunu söyler.  Böylelikle metafizik mümkün değil ve a priori bilgileri de yanlış damgalanmış deneyler midir? diye sorar. Kant, hemen sonrasında Reid, Oswald, Beattie ve Priestley’i Hume’a haksızca saldırmakla suçlar.  Onlar saf düşünmeyle ilgili olan aklın doğal yapısının derinlerine inmemişlerdir. Bu eleştiriler biraz da Kant’ın onları dolaylı ve ikincil kaynaklardan okumasından kaynaklanmaktadır.
Felsefenin de güvenilir olanı a prioridir. Onun transendental idealizmi felsefe anlayışıdır. Transendental felsefe, saf aklın felsefesidir.  Pratik ve duyumla ilgili olanın tersidir. Kesin ve gerçek felsefe transendental ve saf akıldan olmalıdır.[3] Şu ana kadar böyle bir felsefenin olmadığını ve metafiziğin transendental olmak iddiası olsa da aslında böyle değildir.  Kant’ın aklın kendisinin eleştirisiyle ilgilenmekteki tek amacı transendental felsefeyi gerçekleştirmektir.[4] Eleştirel felsefe Prolegomena’da metafiziği eleştirip onu bilim olmaya davet eder. Bilim olmuyorsa da bilimlerin ve felsefenin yolundan çekilmelidir.  Metafiziğe ve nedensel olmayışa karşı olan Hume onu dogmatik uykudan uyandırmış ama uyandırdıktan sonra görünmez olmuştur. Kant onu bu yönüyle eleştirir. Aslında bahsi geçip de eleştirmediği kavram veya kişi yok gibidir. Zaten “kritik felsefe” yargıdan önce eleştirinin asli olmasını ifade eder. Filozofun görevi dış dünyaya ait bir yargıda bulunmaktan önce bunun eleştirisini yapmak, zihnin işleyişini ve limitlerini belirlemek, sağlam bir temel kurmaktır.(dmy.info/felsefe-nedir)
Bütün eser boyunca David Hume’a ciddi sayıda referans görürüz. Hume (1711-1776) deneycilik ve şüphecilikle ilgili kıta Avrupa’sından epey erken vakitlerde önermelerde bulunmuş İskoç filozoftur.   Kant’ın bu eserinde bahsettiği John Locke(1632- 1704) ile birlikte aydınlanmanın temsilcisidir. Kant’ı dogmatiklikten uyandıran filozof olarak dikkat çekmiştir.  Neden ve etkinin bağlantılılığını ona hatırlatmıştır. Bilimsel bilginin varlığında bu gereklidir. Hume’a karşı çıkılan noktalar da fazladır. Hume bilgiyi deneyle sınırlar ve deneyi aşan bilgiye olanaklı bakmaz. Kant’ta ise deney bilginin bir durumudur. Rasyonalist Kant’ın asıl amacı deney gibi değişken bilgi türleri değil, önceden içerilmiş olan ve bilgiyi genişleten sentetik- a priori bilgilerdir. Kant Hume’un şüpheciliğinden şikayetçidir de. “Şüphecilik metafizikten ve onun polissiz diyalektiğinden çıkmıştır”[5] der.
Immanuel Kant Aristoteles’in kategorileri düşüncesine katılır ve eski adlandırmayı kullanır.[6] Ancak onun kategorilerinin eksik olduğunu söyler.  Kant’ın kategorileri dört ana başlıkta on ikiye ayrılır. Sentetik ve a prioridir. Newton’un yasaları gibi mecburidir. Bilginin ön durumlarıdırlar.
kant felsefeRené Descartes(1596-1650)  bir başka atıf yapılan filozoftur. Rasyonel düşünme tarzı olarak benzerler ancak idealizmin nitelikleri konusunda Kant’ın itirazları vardır. Descartes deneysel idealizmi ve Berkeley’in mistik anlayışıyla karıştırılmaktan kaygı duyar. İdealizmi şeylerin varlığıyla ilgili değildir. Şüpheciliğiyse Descartes’ın cisimler dünyasını reddeden bir tarzda değil, duyusal tasarım, uzay ve zamanla sınırlıdır. [7] Descartes’dan ayrılmak için idealizmine eleştirel idealizm adını vermek ister.

C.SONUÇ

120px-Unter_dem_Popo-Mutter_Erde_fecSaf Aklın Eleştirisi’ni açıkayıcı bu eserde ana sorun “metafiziğin bir bilim olarak varlığı”dır. Onun büyük “kritik” projesinde daha anlaşılır bir özet mahiyetindeki bu eser Kant felsefesinin ve Alman idealizminin ana hatlarını görmek bakımından dikkat çekicidir. Onun metafiziği sorgulaması ve mümkünse bir bilim olarak kurmaya çalışması Aristoteles’in “ilk felsefe”sini hatırlatır. Varlığın ilke ve nedenlerini araştıracak bu bilim Kant’ın kurmak istediği metafizik anlayışına benzer. İnsan doğal olarak metafizik yanlara sahiptir. Sonlu var oluşu güvence altına alma isteğinden maddenin ötesine dair yargılar türer. Dolayısıyla metafizik filozofun mecburi konularındandır. O, a priori olarak saf felsefeyi kurma hareketinde anlama yetisini konu edinirken “metafizik” bulgulara rastlar. Neyi bilebilirim, Neyi yapmalıyım, Ne umabilirim, gibi aşkın olmayan sorularla da soruşturmalarını sürdürür. Rastlantısallığa ve sınırsız şüpheciliğe karşı çıkar. Felsefeyi tüm bilgilerin temeli olacak şekilde yasalaştırmak ister. Prolegomena’da da bu isteğin metafizikle ilgili anlaşılmayan taraflarını analiz etmesini görürüz. Eleştiri felsefesinin önsözünde felsefeye evrensellik katmak ve onun metafizikle bağlarını ortaya serme amacı vardır.
Başlıca Eserleri 
Kritik der reinen Vernunft (Saf aklın Eleştirisi), 1781 
Prolegomena zu einer jeden künftigen Metaρhysik (Gelecekte Bir Bilim Olarak Ortaya Çıkabilecek Her Metafiziğe Prolegomena), 1783 
Grundlegung zur Metaρhysik der Sitten (ahlâk Metafiziğinin Temellendirilmesi), 1785 
Kritik der praktischen Vernunft (Pratik aklın Eleştirisi), 1788 
Kritik der Urteilskraft (Yargı Gücünün Eleştirisi), 1790 
Religion innerhalb der Grenzen der bloßen Vernunft (Salt aklın Sınırları İςinde Din), 1793 
Metaρhysik der Sitten (ahlâk Metafiziği), 1797 
ferughen das kleinen 



Jean- Jacques Rousseau Kimdir?

Fransız düşün dünyasının ve edebiyatının en önemli isimlerinden Jean- Jacques Rousseau, 28 Haziran 1712 tarihinde İsviçre- Cenevre’de dünyaya gelmiştir. Jean- Jacques Rousseau’’nun babası Topkapı Sarayı’nda da çalışmış olan bir saat tamircisidir.
Küçük yaşta bir gravürcünün yanında çalışan Jean- Jacques Rousseau, bu şekilde sanatla erkenden tanışmıştır. Din eğitimi ile büyüyen Rousseau, müzikle de uğraşmış ve ilk gençlik yıllarında müzik öğretmenliği yapmıştır. Yine bu yıllarda Rousseau, tercümanlık yaparak geçimini sağlamıştır.
Eline kalemi alarak yazlar yazmaya başlayan Rousseau, kısa zamanda ismini duyurmuştur. Tercümanlık yaptığı günlerde Rousseau, İtalya, Fransa ve İsviçre’’nin birçok kentini görme fırsatı yakalamıştır. Ancak bu yıllarda Rousseau’nun yazıları ülkesinde yasaklanmıştır. Bu yasaklanma sonrasında İskoç düşünür David Hume’nin çağrısı üzerine İngiltere’ye gitmiştir. Burada bir süre kalan Rousseau, İngiltere’den İsviçre- Neuchatel’e geçerek burada gelenekçi din anlayışını reddeden, bunun yerine Hıristiyanlığın temelindeki haline dönülmesini öngören bir mezhep olan Kalvenizm inancını kabul etmiştir. Bu şekilde mezhep değişikliği yapan Rousseau, bu konuda oldukça büyük belirsizlikler yaşamıştır. Kalvenist olarak bir süre yaşayan Rousseau, daha sonra Katolik inancına geçmiştir, ancak bir süre sonra tekrar Kalvenist olmuştur. Rousseau, 2 Temmuz 1778 tarihinde Fransa- Ermenonville’de yaşama veda etmiştir. 66 yıllık yaşamı süresince Jean- Jacques Rousseau, kaleme aldığı edebiyat eserlerinin yanı sıra, felsefi fikirleri ve politik teorileriyle de dünyanın en önemli yazar, filozofları arasında sayılmaktadır.
 Jean- Jacques Rousseau’nun Fikirleri:
Jean- Jacques Rousseau, yaşamı boyunca özgürlük, sosyal haklar, din, politika ve eğitim üzerine kafa yormuş ve önemli fikirler, düşünce sistemleri ortaya çıkarmıştır. Rousseau, tüm bu konular dâhilinde yaptığı araştırma ve incelemeler neticesinde birçok vasfa sahip olmuştur. Rousseau’yu öncelikle bir toplum yorumcusu olarak görmek gerekmektedir. Toplumu birçok açıdan inceleyen Rousseau, çeşitli ideal biçimler ortaya çıkarmıştır. Bunun yanı sıra Rousseau’yu bir ahlak düşünürü, ahlakçı olarak tanımlamak da gereklidir. Tüm bu fikirlerin yanı sıra Rousseau müzikle de ilgilenmiştir. 1753 yılında kaleme aldığı Fransız Müziği Üstüne Mektuplar adındaki yazısında Rousseau, Fransız müziğini ciddi bir şekilde olumsuz bir zeminde eleştirmiştir. Rousseau, Fransız müziğini kaba, yeknesak ve sıradan bulduğunu dile getirmiştir. Edebi olarak da kalemini kullanan Rousseau, Romantizm akımına bağlıdır.
4291_toplum-sozlesmesi_avatar_orj
Toplum Sözleşmesi:
Rousseau’’nun 1762 yılında kaleme aldığı Toplum Sözleşmesi, felsefe ve politik fikirleri açısından oldukça önemli bir noktayı teşkil etmektedir. Toplum Sözleşmesi, Rousseau tarafından 4 farklı kitap şeklinde yazılmıştır. Söz konusu çalışmada genel olarak en ideal siyasi düzenin nasıl kurulması gerektiği, ideal hükümetlerin görevleri ve toplumun siyasi erk noktasında nasıl bir rol üstlenmesi gerektiği gibi konular bulunmaktadır. İdeal bir siyasi düzen için ise Rousseau, bu çalışmasında toplum sözleşmesini hedef almaktadır. Toplum Sözleşmesi çalışması hem Fransa’da hem de Avrupa’da büyük ses getirmiştir. Öyle ki Rousseau’nun kitapta açıkladığı fikirler, ülkesinde kurulmaya çalışılan yeni düzende kullanılmıştır. Birçok devrim ve reform sürecine ön ayak olmuştur.
Eserleri:
*Toplum Sözleşmesi
• *Yalnız Gezenin Düşleri
• *İtiraflar
• *İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Temeli ve Kökenleri
• *Dillerin Kökeni Üstüne Deneme
* Bilimler ve Sanatlar Üzerine Söylev
• *Emile ya da Eğitim Üzerine

6 Ocak 2017 Cuma

David Hume kimdir?

1711-1776 yılları arasında yaşamış olan ünlü İngiliz filozofu. Temel eserleri: Atreatise of Human Nature [İnsan Doğası Üzerine Bir Deneme], An Enquiry concerning Human Understanding [İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma], Political Discourses [Politik Konuşmalar], The Natural History Religion [Dinin Doğal Tarihi], An Enquiry Concerning the Principles of Morals [Ahlâkın İlkeleri Üzerine Araştırma].. 

David Hume (

 - 

ı 
 ve ünlü İngiliz filozofu. Temel eserleri: Atreatise of Human Nature Doğası Üzerine Bir Deneme, An Enquiry concerning Human Understanding Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma, Political Discourses Konuşmalar, The Natural History Religion Doğal Tarihi, An Enquiry Concerning the Principles of Morals İlkeleri Üzerine Araştırma 

'da doğdu. Edinburgh Üniversitesi’nde tahsilini tamamladı, edebiyat ve hukukla ilgilendi. Kısa bir süre ticaretle uğraştı, daha sonra Fransa'ya gitti (1734) ve burada en önemli çalışması olan "İnsan Doğası Üstüne Bir İnceleme" (A Treatise of Human Nature-1739) adlı eserini hazırladı. İskoç bir asilzadeye özel öğretmen olarak hizmet ettiği kısa bir dönem dışında bütün hayatını bilimsel çalışmalar ile geçirmiştir. Yazılarının çoğunluğu felsefe, siyaset ve tarih üzerinedir. Ancak nüfus, para ve uluslararası ticaret konularında da birçok makale yazmıştır. 

Temeller: insan zihninde olup bitenlere Newton’un deneysel yöntemini uygulayarak, yeni bir insan bilimi kurmayı ve geliştirmeyi öneren Huma, tüm iyi niyetine ve yüksek amaçlarına rağmen, İngiliz empirizminin temel tezlerini koruduğu için son çözümlemede kuşkuculuğa düşmekten kurtulamamıştır. 
"Ahlak ve Siyaset Üstüne Denemeler" (Essays Moral and Political-1741-1742), "Ahlak Ilkeleri Üstüne Araştırma" (An Inquiry Concerning The Principles of Morals-1751) ve "Siyasi Söylevler" (Political Discourses-1752) adlı eserleri Hume'un bir filozof olarak ün kazanmasını sağladı. Edinburgh barosu kütüphane müdürlüğüne getirilen Hume, bu görevi sırasında yazmaya başladığı "İngiltere’nin Tarihi" (History of England-1754-1762) adlı eseri ile para ve şöhrete kavuştu. Paris'e elçilik katibi olarak gitti ve orada J.J. 
 ile tanıştı. İskoçya'da bir yıl kadar müsteşarlık yaptı. Ahlak ve teoloji alanındaki geleneksel 
 argümanları hakkındaki şüpheleri ve ampirik metodu tercih etmesi nedeniyle bütün fikirleri hakkında şüphe oluşturuldu. Hume’un felsefesi, 
 ampirizmine ve 
'in idealizmine dayanır. 

Hume aklın ilkelerini (özellikle de nedensellik ilkesini) alışkanlık ve tekrarın güçlendirdiği fikir (idea) bağlantıları olarak gördü. Hume buradan bilimsel yasaların gelecekle ilgili bir kesinlik taşıyamayacağı sonucunu çıkardı. Ayrıca 
'in ben'inin sadece duyumların toplamı olduğunu bu toplamdan bir 'ben' (özne) çıkarılamayacağını iddia etti. Ahlak konusunda olması gerekenin (ought) olandan (is) çıkarılamayacağını öne sürdü. Mucizelerin imkansızlığını ve insan ruhunun bedenin ölümünden sonra varolamayacağını savundu. Hume bu argümanlarıyla 
 ve 
 en önemli temsilcisi oldu. Politikada muhafazakarlığı ve geleneğe bağlılığı savundu. 

1769'da taşındığı 
'da 1776 yılında öldü. 
'ı, kendi deyişiyle, "dogmatik uykusundan uyandıran" düşünürdür. Yakın arkadaşı 
 de ondan çok etkilenmiştir.

Başlıca eserleri:

*A Treatise of Human Nature (1739-1740, İnsanın Doğası Üzerine Bir İnceleme)
  • Essays Moral, Political and Literary (1742, Ahlak, Siyaset, Yazın Denemeleri)
  • An Enquiry Concerning Human Understanding (1751, İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma, çev. Oruç Aruoba, Hacettepe Üniversitesi Yayınları)
  • Political Discourses (1752, Siyasal Söylevler)
  • History of England (1754-1762, İngiltere Tarihi)

    Ölümünden sonra çıkan eserleri:

    *Dinin Doğal Tarihi (Natural History of Religion)
  • Tabii Din Üzerine Diyaloglar (Dialogues on Natural Religion) (Din Üzerine Çev. Mete Tunçay, İmge Yayınları)
  • İntihar ve Ruhun Ölümsüzlüğü Üstüne Deneme (On Suicide and On The Immortality of The Soul).